Konya Psikiyatrist

Prof. Dr. Mehmet Ak

Fikri Sabitler

Çağımız hastalıklarından bu fikrî sabitlik.

Takıntılı bir şekilde saplanıp kalma hali bir düşünceye.

Takım tutar gibi düşüncelerin, fikirlerin taraftarı olma hali.

Tartışmaya kapalı ya da öfkeli karşıt fikirler karşısında.

Sen şusun, busun diye hemen damgalama hali kendi gibi düşünmeyeni.

Dünyanın değiştiği, zamanın akıp gittiği bir yerde durup inanmama değişime.

Sanki Allah kelamı gibi savunma kendi fikirlerini.

Esneyememe, hep aynı pencereden bakma olaylara.

Doğru ve geçerli olması önemli değil onlar için.

Yeter ki kendi fikirleri ile uyumlu olsun.

Bu bazen siyasi bir konu, bazen sosyolojik, bazen dini…

Sabit fikirliler her yerde ve artıyor sayıları gün ve gün.

Örneğin doğruyu A. söylese onlar da doğru diyemiyor çünkü A. solcu…

Örneğin B. iyi bir şey yapsa övemiyorlar çünkü B. sağcı…

A solcu, B sağcı, C ateist, D hain….

İnsanlar sınıflandırılmış, kendi kategorisi dışındakilerin ne yaptıkları önemli ne fikirleri.

Tüm fikirleri sorgulayabilmeli insan, aklın niye verildiğini unutmadan.

Dün doğru zannettiğimizi yarın yanlış bulabileceğimizi unutmamalı.

Savunurken karşıdakini de anlamaya çalışarak, üstün gelmeye çalışmadan, kırmadan konuşabilmeli.

Yıllarca fikri sabit olmamaya çalıştım…

Doğru ne ise onu kabul ettim, haktan ve adaletten yana tavır koydum ama kimseye yaranamadım.

Önemsemedim tepkileri, benim ölçüm Allah rızası ve takdiri.

Kapıştım bazen sağcıyla, bazen solcuyla, bazen ateist bazen de dindarla…

Oysa her akımın, her fragmanın, her görüşün yanlışı yok mu?

Kusursuz bir ideoloji tanımlayabildi mi insanoğlu?

Elbette ki politik bir görüşümüz olacak,

Elbette ki hayata bakışımızı genel olarak belirleyen bir felsefemiz, inancımız olacak.

Ama saplanıp kalmadan, sorgulayabilen, düşünen bir varlık olarak yaşayacağız bu hayatı.

Hak ve hakikati, adili, doğruyu her zaman savunabilmeliyiz.

Analitik düşünebilmeliyiz her zaman.

Yanlışa yanlış diyebilen, adaletsizliğe müdahale edebilen bireyler olmalıyız.

Farklı fikirleri dinlemeliyiz, tartışabilmeliyiz ama ötekileştirmeden, aşağılamadan.

Kırmızı çizgilerimiz bellidir ama alakasız konuların rengini de kırmızı yapmamalıyız.

Vatanımızda refah içinde ortak bir gelecek için, barış ve huzuru hakim kılmak için bu anlamsız fikri sabitlikten vazgeçmeliyiz dostlar.

Yazımızı Hz. Yunus’un dizeleri ile bitirelim:

Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize

Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için

Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

Bir Cevap Yazın