Konya Psikiyatrist

Prof. Dr. Mehmet Ak

Mevlana ve Psikoterapi

Mevlana ve Psikoterapi

Günümüzün hastalıkları arasında psikiyatrik bozuklukların oranı hızla artmaktadır. Bu bozuklukların tedavisinde  etkin olan psikoterapi yönteminin önemi de paralel olarak artıyor haliyle.

Psikoterapi kişilerin yaşadıkları duygusal çatışmaları çözümlemeyi, gerginlik, kaygı ve üzüntü gibi duyguları azaltmayı, davranışsal sorunların çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adıdır.

Tanımı gereği psikoterapinin başlangıç tarihini insanlığın ilk yıllarına götürmek mümkündür. Bizim kendi tarihimizdeki psikoterapi ile ilgili eserler, direk ve dolaylı katkılar az araştırılmıştır.

Psikoterapide kültürel ögeleri anlamak, başarılı tedavi için önemlidir. Ancak son derece zengin eserlere sahip Türk-İslam kültürü bu açıdan yeteri kadar incelenmemiştir.

Her ne kadar psikoterapi ülkemizde batılı eserler çerçevesinde kabul edilip öğretiliyor ise de kendi kültürümüzün zenginlikleri ortaya çıkarılmalı ve pratikte kullanılmalıdır.

Dünyada var olan yeni terapi akımlarının Mevlana ve diğer tasavvuf ehillerinden nasıl etkilendiği ortadadır. Kabul ve kararlılık terapisi, duygu odaklı terapi ve bunların ana gövdesi bilişsel terapi kuramlarının temelinde Mevlana katkısını inkar mümkün değildir.

Psikoterapide iyileştirici en önemli unsurlardan biri ilişkidir.

Terapistin hastayı anlaması, hastanın terapisti anlaması en temel gerekliliktir. Mevlana’nın söylediği gibi ‘Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır’.

Bu nedenle psikoterapik müdahalelerde etkili olabilmek için o kişinin geçmişi, kültürü, inancı gibi bazı kavramları göz önünde bulundurarak uygun lisanı kullanmak gerekir. Zengin bir kültüre sahip olunduğu halde yalnızca batı penceresinden psikoterapiyi görmek ve uygulamaya çalışmak başarı şansını düşürür. Belki de bu kendi değerlerimizi yeteri kadar tanımamamızın ve küçümsememizin bir sonucudur.

Gerek bu konuda çalışan biz psikiyatristler gerekse şifa arayan danışanlar Mesnevi denizine bir testi daldırsak neler neler buluruz. Biz bu topraklarda yaşamış bize bu hazineleri bırakmış Hz. Mevlâna ve nicelerini okuyarak, anlayarak, anlatarak onlara borcumuzu ödeyebiliriz.

Bugün Hz. Pir’in düğün gününün 742. yıldönümü. Bu toprakların çocukları olduğumuz için borcumuzu daha çok okuyarak, anlayarak ve anlatarak ödeyebiliriz Hz. Pir’e. Hadi her gün iki sayfa Mesnevi okuyalım, tefekkür edelim üstüne. Belki yeni kapılar-pencereler açılır hayat bahçesine…

Bir Cevap Yazın